13 Mart 2014

After all, only love matters... In all forms, only love...

Ben küçükken, daha orta okuldayken, yeni yeni lisedeyken falan herşeyin gazına gelirdim. Bir yerlerden duyduğum fikirlere delice tutunup, o fikirleri hayatımın merkezi yapar, o kurallara göre yaşamaya çalışırdım... Küçüktüm... Bir çok sebebi vardı öyle olmanın... Hoşlandığım oğlanlardı belki beni gaza getiren, belki daha 'cool'du birşeylere karşı koymak, belki sadece asi olmak, dikkat çekmek peşindeydim, belki de gerçekten inandığım şeylerdi savunduklarım... Çocuktum..Küçüktüm... Dünya büyüktü, dünya zordu, dünyanın en sorunlu, en dertli insanıydım... Siyaseti, hayvan haklarını, lösemili çocukları, dinin buyruklarını hep düşünürdüm derin derin... 15imdeyken aynı anda birden çok ideolojiye inanırdım. Kendimi hem MHP'li adledip, hem de Türkiyeden ve Türklerden nefret etmeyi aynı anda başarırdım ve sonra kendimi bir anda TKP'li bulurdum ama yine de kürtlere ısınamazdım. Aynı anda hem metal, hem rap hem arabesk dinledim ben... Erkeklerle de öpüştüm, kızlarla da... Ben gündüzleri okula giderdim, sonra biraz isyan ederdim, sonra da yazılıya çalışırdım ertesi gün için... Bana göre ben çok normaldim... Dünyaydı asıl deliren...

Ben büyüdüm sonra... Hümanist oldum... Sevgiye inandım... Siyasete, poltikaya soğudum. Apolitik oldum. Anladım ki hırslarına yenik düşen insanlardı bizleri yöneten... Öyle ya da böyle hep çıkarlar vardı... Zaten benim gibi sevseler hayatı, böyle olamazlardı. Kimseye zulüm edemezlerdi...

Bu gün ben... Dinsizim... İmansızım... İnançsızım...İçkiyi sever, aşk için yaşarım... Biraz korkağım, bazen de biraz fazla cesur... Farklıyım çoklarından, biliyorum... Kendimce iyiyim, kendimce bazen çok kötüyüm, kendimce cezalandırıyorum kendimi bazen ve bazen kendimce 'afferin lan sana!' diyebiliyorum. Cennet-cehenneme, ilahi adalete inanabilseydim gerçekten, 3buçuktan 4le cennete koyardım kendimi. Hoş cennet de hayalimde ağaçlar altında kızlı erkekli şarap içip şarkı söylediğim bir yerden ibaret ya... Yine de kendime kanaat notunu tam verirdim...

Bu gün ben, tek bir hayatım olduğunu biliyorum. Olabildiğim kadar mutlu olmaya çalışıyorum. Hassasiyet ayarı bozuk bir vicdanım var. Ne zaman yanlış işlere kalkışsam 'höst lan!' diyor. Ben de dinliyorum onu. Vicdanımı mutlu ettiğim sürece ben de mutlu oluyorum...

Anlayamadığım çok insan var hayatta... Yani anladığım az insan var doğrusu... Dünyada egemen olan her düşünce, haberlere konu olan her şey, kendini birşeylere yüzde yüz adamış her insan, bunların hepsi yoruyor benliğimi... Ben daha basit yaşamak istiyorum. Allahtan korkmadan iyilik yapmayı, komünist olmadan paylaşmayı, kürt-alevi-homoseksüel olmadan herkesi sevebilmeyi, ille de bir şey olmadan sadece insan olabilmeyi istiyorum...

Ben çocukken sokaklarda oynamak, ergen olduğumda isyan etmek, gençliğimde delice sevmek, istiyorum... Ben gezmek, yemek, içmek, sevmek, sevişmek, dans etmek, mutlu olmak istiyorum... Ben çocukken ölmek istemiyorum, ben gençken hapse girmek istemiyorum, ben katledilmek, nefret edilmek, sömürülmek, işkence edilmek, tecavüz edilmek,saldırılmak, öldürülmek istemiyorum... Ben sadece en basit şekliyle mutlu olmak istiyorum. Herkes birbirini sevebilsin istiyorum... İnsanlar korkuyla, dinle, inançla değil, sadece vicdanlarının sesiyle hizaya gelsin istiyorum. Ben aslında çok az şey istiyorum da.. İşte...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder